Eğer doğanın derinliklerinde gerçekleşen işlerin
kompleksliği, dünyanın en zeki beyinleri tarafından bile zor
anlaşılıyorsa, bu işlerin sadece birer kaza, birer kör tesadüf eseri
olduğunu nasıl düşünebiliriz?PROF.PAUL DAVIES
Evrim teorisinin bilim ve akılla açıklanamaz iddiasına
göre, sonsuz evrendeki hiçlik, zaman içinde tesadüfen gelişen olayların
neticesinde insanı meydana getirmiştir. Bu inanılması imkansız teoriye
göre, tozun toprağın dahi olmadığı hiçlikte, önce toz, toprak, taşlar,
sular, dağlar, okyanuslar kendiliğinden oluşmuştur. Sonra bunların
karışımındaki bazı atomlar nasıl olduysa rastgele bir araya gelerek
kalsiyum, fosfor, karbon gibi elementleri meydana getirmiştir. Bu
cansız, aklı, hafızası, bilgisi, bilinci olmayan elementler de
milyonlarca yıl içinde nasıl olduysa nefes alan, konuşan, düşünen,
sevinen ve üzülen bir ruha sahip olan, icatlar yapabilecek zekaya,
bilgiye, bilince sahip, hafızası olan, kütüphaneler dolusu kitaplar
yazan insanlara dönüşmüşlerdir. Yani toz, toprak, çamur birikintileri,
milyarlarca yıl içinde tesadüflerin etkisiyle eti, canı, kanı olan,
olağanüstü fabrikalar inşa ederek bu fabrikalarda en son model arabalar
üreten, uzay üsleri kuran, saraylar inşa eden, sanat harikaları meydana
getiren insanlara dönüşmüştür. Taşın, toprağın tesadüfler sonucunda
günün birinde insana dönüştüğüne inanmak, çocuk masallarına inanmaktan
daha da mantıksız ve akıl dışıdır. Çocuklar dahi böyle bir masala
inanmazlar.
Eğer evrimciler bu iddialarında samimiyseler, o zaman
onların iddiasına göre bu sözde evrimin tekrar yaşanmaması için hiçbir
sebep olmaması gerekir. Örneğin dünyanın en büyük bataklığına gidip,
milyarlarca yıl sonra burada bir sarayın inşa edilmesini, birbirlerine
vasiyet ederek bekleyebilirler. Bu bataklıkta oturup beklesinler,
bakalım oradaki kayaların, taşların, çamurun içinde, sarayları inşa
edecek bir insan oluşacak mı? Değil bir insan, çamurun içinde tek bir
canlı hücresi meydana gelecek mi? Hatta, tesadüflere yardım etmek için
bataklığın içini alabildiğince karbon, fosfor, azot, demir, magnezyum,
oksijen gibi canlı hücresi için gereken elementlerle doldursunlar.
Burada tek bir canlı hücresinin dahi
kendiliğinden oluşması kesinlikle mümkün değildir. Tek bir canlı hücresi
dahi olağanüstü komplekstir; içinde enerji üreten santraller; yaşam
için zorunlu olan enzim ve hormonları üreten fabrikalar; üretilecek
bütün ürünlerle ilgili bilgilerin kayıtlı bulunduğu bir bilgi bankası;
bir bölgeden diğerine ham maddeleri ve ürünleri taşıyan kompleks taşıma
sistemleri, boru hatları; dışarıdan gelen ham maddeleri işe yarayacak
parçalara ayıran gelişmiş laboratuvar ve rafineriler; hücrenin içine
alınacak veya hücreden çıkartılacak malzemelerin giriş-çıkış
kontrollerini yapan uzmanlaşmış hücre zarı proteinleri vardır. Bu tanım,
hücrenin en basit ve yüzeysel tanımıdır. Hücrenin tek bir özelliği dahi
ciltler dolusu kitapla anlatılabilecek kadar kompleks ve ihtişamlıdır.Madem evrimciler bu imkansızlıklara inanıyorlar, o zaman saraylar inşa etmek, son model bir jaguar araba üretmek, köprüler kurmak için bir miktar çamur alıp başında beklesinler. Bu çamurda önce kendiliğinden tek bir hücre, sonra amipler, balıklar, kertenkeleler, atlar, maymunlar ve en sonunda insan oluşmasını beklesinler; sonra da bu insanın arabalar tasarlamasını, buluşlar yaparak medeniyetler kurmasını izlesinler. Bunun gerçekleşmeyeceğini aslında en koyu evrimci dahi çok iyi bilmekte, ancak aynı iddiayı Latince terimler ve ağır bir üslupla anlatınca, bunun inanılabilir olduğunu zannetmektedir.
Tesadüfler, bir çamurun içinden böyle organize olmuş
bir sistemi çıkartabilir mi? Tesadüfler, bu en küçük organize sistemi
giderek daha da kompleks hale getirip, insan gibi bir varlığı meydana
getirebilir mi? Tesadüfler, bir maymuna konuşmayı, güzel bakmayı,
iltifat etmeyi, düşünmeyi, saraylar inşa etmeyi, medeniyetler, ülkeler
kurmayı, gemiler inşa ederek kıtalar keşfetmeyi, laboratuvarlar kurmayı
veya kendini oluşturan hücreleri inceleyerek deneyler yapmayı
öğretebilir mi? Hangi tesadüf bir maymuna ruh verebilir? Bu soruların
herbirinin cevabı, her insan için çok açık ve kesindir; tesadüfler ne
insanı ne de insanın en küçük parçası olan hücreyi meydana getiremez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder